Çok Canlar Yandı

tarihinde gönderilmiş tarafından

[/caption]

Ebrar Sitesi davası… Tevfik Tepebaşı ve Ahmet Doğan’ın tahliye kararına yapılan itiraz reddedildi Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı, 6 Şubat depremlerinde bin 400 kişinin yaşamını yitirdiği Ebrar Sitesi davalarındaki sanıklardan Tevfik Tepebaşı ve Ahmet Doğan’ın L Blok davasından tahliye edilmesine itiraz etti. Mahkeme heyeti, itirazı reddederek sanıklar hakkında uygulanan adli kontrollerin aynen devamına karar verdi.Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesi Şazibey Mahallesi’nde bulunan Ebrar Sitesi’nde 18 blok yıkılmış en az bin 400 kişi yaşamını yitirdi. Ebrar Sitesi’nin davaları ayrı ayrı görülüyor. 11 Temmuz 2024 tarihinde Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen L bloğunda duruşmasında mahkeme heyeti, tutuklu sanık Ahmet Doğan ve sanık Tevfik Tepebaşı’na yurtdışı yasağı ve adli kontrol tedbiriyle tahliyelerine karar vermişti. “Tahliye kararı hukuka aykırıdır” ANKA Haber Ajansı’nın edindiği bilgiye göre, Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı, Tepebaşı ve Doğan’ın L Blok davasından tahliye edilmesine itiraz etti. Cumhuriyet Savcısı, tahliye kararına esas alınan bilirkişi raporunda sanıkların asli kusurlu olduğu hususunun ortadan kalktığına dair bir tespit bulunmamasına dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Davaya konu binanın zemin kat ve asma katında ticari olarak kullanım için tadilat yapıldığı, bu sırada buralardaki duvarların kaldırıldığı ve bu eylemin binanın deprem davranışını olumsuz etkileyen yumuşak kat ve zayıf kat davranışını tetiklediği, binanın yıkılmasına etki ettiği hususuna yer verildiği ayrıca zemin etüdü raporunun içeriğinin yetersiz bulunduğuna dair bilirkişi raporunda belirtilen kişilerin de ayrıca kendi kusurlarından sorumlu oldukları açık olup, sanıkların asli kusurlu olarak üzerine atılı suçu işlediğine dair somut delillerin varlığı, sanıkların temin edilme şekli gözetildiğinde kaçma şüphesinin bulunduğu, CMK 100/2.-a, maddesi uyarınca tutuklama nedeninin bulunması, bu aşamada delillerin tam olarak toplanamadığı ve adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağı anlaşılmakla, dosyadaki deliller ve bilirkişi raporları kapsamında asli kusurlu olduğu belirlenen sanıkların kusur durumunun değişme ihtimali bulunduğundan bahisle yapılan tahliye kararı hukuka aykırıdır.” “Tutuklu kaldıkları süre dikkate alınarak…” ANKA Haber Ajansı’nın edindiği bilgiye göre; Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet Savcısı’nın itirazını reddetti. Mahkemenin kararında, şu ifadelere yer verildi: “Sanıklar Ahmet Doğan ve Tevfik Tepebaşı’nın tahliyesine ilişkin ara karara Cumhuriyet Savcısı tarafından itiraz edilmiş ise de dosyaya giren Konya Teknik Üniversitesi’nde görevli bilirkişiler tarafından hazırlanan raporun 39. sayfasında davaya konu binanın zemin kat ve asma katında ticari olarak kullanım için tadilat yapıldığı, bu sırada buralardaki duvarların kaldırıldığı ve bu eylemin binanın deprem davranışını olumsuz etkileyen yumuşak kat ve zayıf kat davranışını tetiklediği, binanın yıkılmasına etki ettiği hususuna yer verildiği ayrıca zemin etüdü raporunun içeriğinin yetersiz bulunduğunun ifade edildiği bu hususların sanıkların kusur durumunu etkileme ihtimali bulunması, sanıklar Ahmet Doğan ve Tevfik Tepabaşı’nın tutuklu kaldıkları süre dikkate alınarak Cumhuriyet Savcısının itirazının itirazının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir. Sanıklar Ahmet Doğan ve Tevfik Tepebaşı’nın tahliyesine ilişkin ara karara Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılan itirazın reddine, sanıklar hakkında uygulanan adli kontrollerinin aynen devamında oy birliği ile karar verildi.” “Adalet saraylarını değil, 1400 can için gerçek adaletin yerini bulduğunu görmek istiyoruz” Ebrar Sitesinde yakınlarını kaybedenlerin aileleri, süreci ANKA’ya değerlendirdi. Ailelerin açıklaması şöyle: “Ebrar Sitesi Kooperatif yönetim kurulu üyelerinden Ahmet Doğan, tutuklu yargılandığı davada tutuksuz yargılanmasına karar verilmiş ve kendisine yurt dışına çıkış yasağı konularak serbest bırakılmıştır. Ancak, Ahmet Doğan’ın savunmasında ‘ben inşaattan anlamam, neden tutukluyum?’ gibi bir gerekçeyle serbest bırakılması, hukuki açıdan ciddi soru işaretleri doğurmaktadır. 1163 sayılı Kooperatif Kanunu’na göre, bir konut kooperatifi yönetim kurulu başkanı, konut yapımına ilişkin amaçları gerçekleştirme, yönetim ve denetim sorumluluğunu yerine getirmekle yükümlüdür. Doğan’ın yönetim kurulu başkanı olarak, şu yükümlülükleri yerine getirmediği açıktır: İmar Planına Uygunluk: İnşaat projelerinin mevcut imar planlarına uygun olarak hazırlanmasını ve uygulanmasını sağlamalıydı. Denetim: Proje sürecinde yasal düzenlemelere ve teknik şartlara uygun hareket edilip edilmediğini denetleme sorumluluğunu taşımaktaydı. Hukuki Sorumluluk: İmar yasalarına aykırı hareket edilmesi durumunda, yönetim kurulu başkanı ve üyeleri hukuki sorumluluk taşır. Ahmet Doğan ve Yönetim Kurulu Üyeleri, bu sorumluluklarını yerine getirmeyerek, binlerce kişinin ölümüne neden olan bir facianın gerçekleşmesine zemin hazırlamışlardır. Bu bağlamda, inşaattan anlamamak gibi bir gerekçe, hukuki sorumlulukları ortadan kaldırmaz; zira yönetim kurulu başkanı, inşaat sürecindeki tüm aşamaların kanunlara uygun olarak yürütülmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu kararın verilmesi, 1400 kişinin ölümünün göz ardı edilmesi anlamına gelmektedir. Biz aileler olarak, acımızın bir değeri olmadığının gösterildiğini hissediyoruz. Adalet saraylarını değil, 1400 can için gerçek adaletin yerini bulduğunu görmek istiyoruz.” Ne olmuştu? 25 Ocak 2024’te görülen L bloğun ilk duruşmasında Ahmet Doğan, “Buranın mühendisi, mimarı, ustası, yani yönetmeliğin getirdiği her şeyi yapılmıştır. Ben bir öğretmenim, inşaattan anlamam ama kooperatifte gerektirdiği bütün izinler ibralar, toplantılar her şey yapıldı. Tek bildiğim, asrın felaketinin adına yakışır bir şekilde çok büyük bir deprem oldu. Suçlu olmadığımı düşünüyorum. Allah böyle bir felaketi bir daha devletimize, milletimize, insanlığa yaşatmasın” ifadesini kullanmıştı.
Sayfalar: 1 2