“AKP Üyelik Profili ve Siyasi Yansımaları “AKP Üyelik Profili ve Siyasi Yansımaları: Abdurrahman Dilipak’tan Çarpıcı Eleştiriler” AKP’nin iç yapısı ve üyelik politikaları, parti içindeki bazı isimler tarafından ciddi şekilde sorgulanıyor. Son olarak, AKP’ye yakınlığı ile tanınan yazar Abdurrahman Dilipak, partisinin üyelik sürecini ve üyelerinin profilini eleştirerek, önemli tespitlerde bulundu.Dilipak, bu yazısında sadece parti üyeliğiyle ilgili sorunları değil, aynı zamanda siyasetin işleyişiyle ilgili derin yapısal problemlere de dikkat çekiyor. Dilipak, AKP üyelik sisteminin ciddi bir sorun içerdiğini savunarak, üye aidatlarının ödenmemesi gibi sorunlardan bahsediyor. “AK Parti üye profili oldukça sorunlu” diyen Dilipak, üyelerin aidat ödememesi ve birçoğunun yalnızca siyaseten çıkar sağlamak için üye olduğunu belirtiyor. Üyelikten ayrılmanın zorlukları ve ödemeler gibi konuları gündeme getirerek, parti içindeki organizasyon ve işleyişin sağlıklı olmadığına dikkat çekiyor.Üyelik, Kimlik ve Çıkar İlişkileri: Dilipak, AKP üyelerinin çoğunun, partiye sadece ideolojik bağlılıkla katılmadıklarını belirtiyor. Bir kısmı, partiye üye olarak siyasi kariyer yapma, ihale takip etme veya yakınlarını işe sokma amacı güdüyor. Hatta bazı kişiler, parti üyeliğini adeta bir kimlik kartı, bir “koruma zırhı” gibi kullanıyor. Bu üyelerin ideolojik bir bağlama dayalı değil, kişisel çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini öne süren Dilipak, siyasi kariyer ve ekonomik çıkarlar uğruna bu tür üyeliklerin partiyi zayıflattığını vurguluyor. Dilipak ayrıca, bu tür üyeliklerin partiyi çürütmeye başladığını ve üyelik politikalarının değişmesi gerektiğini belirtiyor. Parti üyelerinin ideolojik bağlılık yerine çıkar odaklı hareket etmeleri, partinin aslında bir dayanışma aracı olmaktan çıkıp, bireysel menfaatlere hizmet eder bir hale gelmesine neden oluyor. Siyasi Kariyer ve FETÖ Bağlantıları: Dilipak, 15 Temmuz sonrası FETÖ ile bağlantılı kişilerin AKP içindeki etkilerine de dikkat çekiyor. FETÖ’nün siyasi yapılar içinde oluşturduğu etkiyi ve bazı kişilerin partiye olan ilgilerini anlatan Dilipak, “FETÖ sonrası AKP’den kaç kişinin kaydı silindi acaba?” diye soruyor. Bu soruyla, özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, partiden ayrılan ya da kaydı silinen üyelerin ardındaki sebepleri sorguluyor. Ayrıca, bu üyelerin bir kısmının, AKP’yi sadece bir çıkar kapısı olarak kullandıklarını, “dokunulmazlık zırhı” gibi gördüklerini belirtiyor. Siyasetin Finansmanı ve Yapısal Sorunlar: Dilipak, siyasetin finansmanıyla ilgili büyük bir sorun olduğunu ifade ediyor. Bu sorunun, rüşvet ve torpil gibi kavramları doğurduğunu, bunun da parti içindeki yozlaşmaya yol açtığını belirtiyor. Büyük siyasi yapılar, “obez” yapılar olarak tanımlanıyor; yani büyük, hantallaşmış ve işlevselliği azalmış yapılar olarak eleştiriliyor. Üyelerin büyük bir kısmının ideolojik bir kimliği olmadığı için, siyasette yalnızca liderin peşinden gitmek gibi bir tavır sergilediklerini anlatan Dilipak, bu durumun adaletin de zedelenmesine yol açtığını belirtiyor. Partilerin İçindeki Çürümeyi Anlatan Sosyal Dinamikler: Bugün, AKP gibi büyük partilerin üyeleri, çoğu zaman bir amaca hizmet etmeyen, sadece kalabalık oluşturan kişiler haline gelmiş. Parti üyelerinin bir kısmı, gönüllü olarak partiye destek verseler de, çoğu zaman partinin ideolojik hedefleriyle örtüşmeyen bir şekilde davranıyor. Bu tür üyelikler, sadece partinin dışarıya sunduğu imajla ilgileniyor, fakat içsel olarak bir işlevsel katkı sağlamıyor. Dilipak, bu durumu “Cin toplamaya benzer” olarak tanımlıyor. Yani, üyelik sayısı arttıkça biriken sorunların ve çatışmaların çözülmesi, dağıtılması çok daha zor hale geliyor. Bu şekilde partilerin sadece dışarıya karşı güçlü görünmeleri sağlanmış olsa da, içsel olarak verimli ve sağlıklı bir yapı oluşturulamıyor. Sonuç ve Eleştiriler: Abdurrahman Dilipak, yazısında en nihayetinde partilerin ve siyasi yapıların reforme edilmesi gerektiğini belirtiyor. Üyelik politikalarının gözden geçirilmesi, adaletin yeniden sağlanması ve siyasetin işleyişinin daha şeffaf hale getirilmesi gerektiğini savunuyor. Aksi takdirde, üyelerin yalnızca kendi çıkarlarını gözeten, ideolojik olmayan bir tavır takınması, hem partilerin hem de ülkenin geleceği açısından ciddi bir tehlike oluşturuyor. Bu tür yapısal sorunların çözülmemesi halinde, sadece Türkiye’de değil, dünyanın farklı bölgelerinde de benzer sorunların yaşanacağına işaret ediyor.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.TamamGizlilik politikası
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.