Erdoğan Açıkladı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Felaket” Olarak Nitelendirdiği Tehlike! Türkiye’de doğurganlık hızı 1.51’e düşerek tarihinin en düşük seviyesine ulaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu durumu “varoluşsal bir tehdit” olarak değerlendirirken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, sorunun boyutlarını ve çözüm yollarını açıkladı.Türkiye’de doğurganlık hızı 1.51’e gerileyerek tehlikeli bir eşik olan “yenilenme seviyesi”nin altına düştü. Dünya ortalaması 2,32 olan doğurganlık hızının Türkiye’deki bu seviyesi, ekonomik ve sosyal yapıda köklü değişimlerin habercisi. Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, bu durumun doğrudan etkilerini şöyle özetledi: Yaşlı Nüfus Artıyor: 65 yaş üstü nüfus oranı %10.2’yi aşmış durumda. Çalışma-Emeklilik Dengesi: Azalan genç nüfus, daha az çalışanın daha fazla emekliyi desteklemesi anlamına geliyor. Artan Sosyal ve Sağlık Hizmeti İhtiyacı: Yaşlı bakımına yönelik harcamalar artıyor. Nedenler ve Çözüm Önerileri Bakan Göktaş, nüfus politikasındaki değişimlerin 1960’lı yıllara dayandığını belirterek, bireysellik ve aile yapısındaki zayıflamanın doğurganlık hızını etkilediğini söyledi. Evlilik ve çocuk sahibi olmanın artık öncelikler arasında geri planda kaldığını vurgulayan Göktaş, şu verileri paylaştı: İlk evlilik yaşı erkeklerde 28.3, kadınlarda ise 25.7. İlk doğumda anne yaşı 27’ye yükseldi. 2014’te 1 milyon 351 bin olan doğum sayısı, 2023’te 958 bine düştü. Boşanma oranları, 2008-2023 arasında %43 artarak binde 2.01’e yükseldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Uyarıları Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce yaptığı bir açıklamada, “Nüfusun yenilenme eşiği olan 2,1 seviyesinin altındayız. Bu durum Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir, bir felakettir,” ifadelerini kullanmıştı. Erdoğan, uzun yıllardır yaptığı “en az üç çocuk” çağrısının önemine dikkat çekerek, nüfusun bir milletin en büyük gücü olduğunu vurgulamıştı. Gelecek için Uyarı ve Umut Türkiye’nin doğurganlık hızındaki düşüş, toplumsal yapıda değişimlerin yanı sıra ekonomik dengeleri de derinden etkiliyor. Bu durumun çözümü için uzun vadeli ve kararlı politikalar gerektiği ifade ediliyor.