Fadimeylen Temel

Günler geçmiş. Nihayet evlenmişler. Balayına arabayla Bodrum’a yola çıkmışlar. Bodrum’da otele vardıklarında Temel el frenini çekmiş. O sırada yine eli Fadime’nin eline değmiş. Fadime yine kıpkırmızı olmuş. Ama laf etmekten de geri durmamış: -“Ula Demel, artük evlüyüz daaa, daha ileru cidebilursun.” Temel bunu duyunca hemen el frenini indirmiş. Marmaris’e doğru yola çıkmışlar. PİŞMANLIK Karı koca sinema dönüşü bir bara gitmişler. Masaya oturur oturmaz kadının gözü barda tek başına içen adama ilişmiş. Biraz dikkatli bakınca: -Aaaa o! deyivermiş. Kocası meraklanmış: -Kim o? -Seninle evlenmeden önce çıktığım çocuk. Biliyormusun ayrılırken onu burda bırakmıştım. Demek 7 yıldır aynı yerde içiyor… Kocası başını sallamış: Onu anlıyorum,demiş,ama bir olay bu kadar uzun zaman kutlanmaz ki… HAKİM TERS KÖŞE Boşanma davasında kadın, hakime talebini gerekçesi ile açıklamış: – “Sayın hakim, çocuğun bende kalmasını istiyorum. Onu dokuz ay karnımda taşıdım.” Hakim kocaya sormuş: – “Karınızı duydunuz. Bir diyeceğiniz var mı?” Adam “Var tabii” demiş ve anlatmış: – “Sayın hakim. Farzedelim ki canınız bir kutu soğuk kola istedi. Makineye parayı attınız ve kola geldi. Şimdi bu kola makinenin midir, yoksa parayı deliğe atanın mı?” Hakim sekreterine dönmüş: – “Yaz kızım. Çocuk babada kalacaktır…” En güzel fıkralar, kişiden kişiye değişebilir çünkü mizah anlayışı herkeste farklıdır. Ancak genel olarak kabul gören ve birçok insanı güldüren bazı klasik fıkralar ve farklı türdeki fıkralar hakkında sana bilgi verebilirim. Klasik Fıkralar: Nasreddin Hoca Fıkraları: Türk kültürünün en sevilen fıkralarıdır. Nasreddin Hoca’nın zekice ve esprili cevapları üzerine kuruludur. Örneğin, “Hocam, cennet mi cehennem mi daha iyidir?” diye soran birine Hoca’nın, “Cehennem daha iyidir” demesi ve soran kişinin şaşkınlığı üzerine “Çünkü cennette herkes iyi olduğu için kimse kimseye yardım etmez, cehennemde ise herkes birbirine yardım eder” demesi gibi. Karadeniz Fıkraları: Karadeniz yöresinin kendine özgü aksanı ve mizah anlayışıyla oluşturulmuş fıkralardır. Temel ve Dursun gibi karakterlerin yer aldığı bu fıkralar, genellikle doğa, yaşam ve insan ilişkileri üzerine kurulur. Bektaşi Fıkraları: Bektaşilik tarikatına ait, genellikle felsefi ve hiciv içeren fıkralardır. Bu fıkralarda, toplumdaki yanlışlar ve çelişkiler mizahi bir dille ele alınır. Farklı Türdeki Fıkralar: Güncel Fıkralar: Güncel olaylara ve kişilere gönderme yapan, zamanın ruhunu yansıtan fıkralardır. Siyasi Fıkralar: Politikacılar ve siyasi olaylar üzerine kurulmuş, genellikle hiciv içeren fıkralardır. Oyuncu ve Sanatçı Fıkraları: Ünlü oyuncular, şarkıcılar ve sanatçılar hakkında yapılan esprili anlatılardır. Hayvan Fıkraları: Hayvanların konuştuğu ve insan gibi davrandığı varsayımına dayanan fıkralardır. Fıkraların Neden Bu Kadar Sevildiği: Stres Atma: Fıkralar, güldürerek insanlara iyi gelir ve stresi azaltır. Sosyal Bağlantı Kurma: Ortak bir mizah anlayışına sahip olmak, insanlar arasında bağ kurmayı kolaylaştırır. Kültürel Miras: Fıkralar, bir toplumun geçmişine, geleneklerine ve değerlerine ayna tutar. Düşünme Becerilerini Geliştirme: Fıkralar, genellikle beklenmedik bir sonla biter ve okuyucuyu düşünmeye teşvik eder. Dil Becerilerini Geliştirme: Fıkralar, genellikle kısa ve özlü bir anlatımla kaleme alınır. Bu da insanların dil becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Sen hangi tür fıkraları seviyorsun? Belki sana özel bir fıkra anlatabilirim. İşte sana küçük bir örnek: Temel ve Dursun otobüse binerler. Temel, şoföre dönerek “Durakta ineceğiz” der. Şoför, “Tamam, dururum” der. Bir süre sonra Temel tekrar, “Durakta ineceğiz” der. Şoför, “Tamam, demiştim ya!” diye cevap verir. En sonunda Temel dayanamaz ve “Ya abi, niye durmuyorsun?” diye sorar. Şoför de gülerek, “Durak mı? Biz trenle mi gidiyoruz?” der.