Rejimi deviren isim konuştu

Uzun yıllardır iç savaşın pençesinde kıvranan Suriye’de, rejim karşıtı güçlerin zaferi ile yeni bir sayfa açıldı. 61 yıllık Baas rejimi, halkın özgürlük mücadelesine yenilerek iktidardan düştü. Bu gelişme, bölgedeki siyasi dengeleri derinden etkileyecek ve Suriye’nin geleceği için belirleyici bir dönüm noktası olacak. Suriye’de yaşanan son gelişmelerin ardından Heyet Tahrir Şam (HTŞ) lideri Ebu Muhammed el-Culani, Türkiye’nin bu süreçteki etkin rolüne dikkat çekti. Culani, yaptığı açıklamada, Suriye’nin yeniden yapılanması için uluslararası toplumun desteğinin büyük önem taşıdığını vurguladı. DEĞİŞİM SURİYE’DE 27 Kasım’da başlayan askeri operasyon, beklenmedik bir hızla Suriye’de dengeleri altüst etti. Silahlı muhalif gruplar, kısa sürede Halep, Hama, İdlib ve Humus gibi stratejik bölgeleri ele geçirerek rejim güçlerini geri püskürttü. Halkın yoğun desteğini alan muhalifler, zaferle ilerleyerek başkent Şam’a kadar ulaştı. Bu hızlı gelişmeler sonucunda Beşar Esad, iktidarı kaybetmek üzere başkentten kaçmak zorunda kaldı. Uzun yıllardır kanayan yaralarıyla gündeme gelen Suriye’de, muhaliflerin elde ettiği zafer, ülkenin geleceği için yeni bir umut ışığı oldu. Sürekli çatışmalar ve istikrarsızlıkla anılan Suriye’de, bu gelişmeyle birlikte barış ve istikrarın tesis edilebileceği beklentileri arttı. TÜRKİYE’YE MESAJ Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) lideri Ebu Muhammed el-Culani, Türk basınına verdiği özel röportajda beklenmedik bir imaj sergiledi. Resmi bir kıyafetle kamera karşısına geçen el-Culani, Suriye’deki son gelişmelere dair önemli değerlendirmelerde bulundu. El-Culani, rejimin halk üzerindeki etkisinin artık sona erdiğini ve bölge halkının köklü bir değişim talebiyle bir araya geldiğini belirtti. Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) lideri Ebu Muhammed el-Culani, yaptığı açıklamalarda Suriye’nin yeniden ayağa kaldırılması için acil adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Anayasa çalışmalarının devam ettiğini belirten el-Culani, yeni bir siyasi düzenin inşası için Türkiye’nin desteğinin büyük önem taşıdığını ifade etti. El-Culani, bu sürecin Suriye’de yeni bir siyasi yapılanmanın ilk adımları olduğunu söyledi. HESAP ZAMANI Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) lideri, yaptığı açıklamada Sednaya hapishanesindeki insanlık dışı uygulamalara dikkat çekerek, bu suçların cezalandırılması için önemli adımlar attıklarını belirtti. El-Culani, “Bu hapishanelerde yaşanan korkunç olaylara ilişkin deliller topluyoruz. Sorumlu kişilerin tespit edilmesi ve uluslararası yargı önüne çıkarılması için çalışmalarımız sürüyor. Sednaya’yı ileride bir anıt müzeye dönüştürmeyi planlıyoruz,” dedi. Bu açıklamalar, Suriye’de yaşanan insan hakları ihlallerinin unutulmaması ve sorumluların hesap vermesi gerektiği mesajını veriyor. TÜRKİYE’NİN BÖLGEDE Kİ GÜCÜ Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) lideri Ebu Muhammed el-Culani, Türkiye’nin Suriye’deki yeni dönemde oynadığı merkezi role dikkat çekti. El-Culani, yaptığı açıklamada, “Atacağımız her adımda Türkiye’nin desteğini almak önemli. Suriye’nin yeniden inşa edilmesinde Türkiye ile ortak çalışma arzusundayız.” dedi. Bu açıklamalar, iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenebileceği ve Suriye’nin geleceği için ortak bir vizyonun oluşabileceği yönünde umutları artırdı. Son zamanlarda Şam ve çevresinde yaşanan siyasi gelişmelerde Türkiye’nin belirleyici bir rol oynadığı gözlemleniyor. Suriye Milli Ordusu’nun Özgürlük Şafağı Harekâtı ile terör örgütlerine karşı yürüttüğü başarılı operasyonlar, Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini bir kez daha ortaya koydu. Bu operasyonlar sayesinde bölgedeki güvenlik sağlandı ve siyasi süreç için önemli bir zemin hazırlandı. TEKRAR BİR GELECEK Suriye’de yaşanan köklü değişim, uzun yıllardır savaşın izlerini taşıyan bölge halkı için yeni bir umut ışığı oldu. Hızlı bir şekilde yeniden inşa sürecine girilmesi hedeflenirken, bölgedeki güvenliğin sağlanması, sosyal hayatın yeniden düzenlenmesi ve uluslararası toplumdan daha fazla destek alınması büyük önem taşıyor. Suriye’nin geleceği, hem bölgedeki hem de küresel çaptaki aktörlerin ortak çabalarıyla şekillenecek. Ülkenin yeniden yapılanma süreci ve istikrara kavuşması, sadece Suriye halkı için değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel barış için de kritik bir dönüm noktası olabilir. Bu başarı hikayesi, diğer çatışma bölgelerine de ilham kaynağı olabilir.